Türkiye’de Kontak Doğaçlama çalışmalarına Bilgi Üniversitesi’nde verdiği dersler çerçevesinde devam eden Talin Büyükkürkciyan Demirci’nin Ermenistan’da gerçekleştirdiği atölyesini takiben bizlere ulaştırdığı paylaşımlarına buradan ulaşabilir ve Bilgi Üniversitesi’nde her ay gerçekleşen Jam’lere katılmak için sosyal medyayı takip edebilirsiniz.
19 Yıl sonra Yeniden
2000 yılında Gümrü Bienali’ne katılmak üzere Ani Setyan ve Sevan Ataoğlu ile beraber Ermenistan’a gitmiştim. Gümrü’de solomu göstermiş, Kıbrıslı sanatçı Nikos Kouroussis’in işine katkı sunmuştum. ‘Zamanı ve mekanı araştırmak’ olan festival mottosu beni Gümrü’nün yıkık evlerinden etkilenerek depremden sonra evsiz kalmış insanları düşündüğüm bir solo hazırlamaya itmişti. Solom yer bulamamak üzerine kurguladığım bir dans gösterisiydi. Pencere pervazlarının içine bedenimi farklı şekillerde yerleştiriyor, odanın duvarlarını aşmaya çalışıyordum. Hollanda’da ki dans okuluma başladığımın üçüncü yılıydı ve hala öğrenciydim. Kendi okulum ve kendi okulum dışında gösteri yaptığım, profesyonel olarak koreografimi sahnelediğim ilk yabancı memleketti benim için Ermenistan. Yabancı memleket gibi hiç değildi ama tam da evim gibi, kendimi oraya ait hissettiğim bir yer olmuştu.
Festivalin organizatörleri Vazo ve Azad bizi çok güzel ağırlamışlar, diğer sanatçılarla birlikte vakit geçirme ve diğer sanatçıların işlerini görme olanağı sağlamışlardı. Gümrü ve Erivan’da ki birçok tarihi mekanı gezmiş, doğal güzellikleri görmüştüm.
Bu festival ve gezinin hayatımda önemli bir yeri vardır. Orada yabancı bir yerde evde hissetmenin ne olduğunu anlamıştım. O zamanlar tam olarak tanımlayamamıştım bu duygumu bu gittiğimde ne demek olduğunu anladım.
İlk gidişimde Avrupa Dansı Geliştirme Merkezinde ( European Dance Development Center) okuyordum. Çağdaş Dansı ve koreografi yapmayı öğreniyordum. 2002 yılında okulu bitirip İstanbul’a döndükten sonra her yıl bir gösteri hazırladım, çocuklara ve gençlere dersler verdim. 2008 yılından itibaren İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümünde verdiğim Çağdaş Dans, ve Kontakt Doğaçlama derslerinden kazandığım deneyimi paylaşmaktı amacım19 yıl sonra yeniden kendi isteğimle Erivan’a giderken.
İlk gittiğimde Ermenistan’da güçlü bir Ermeni Halk Dansları eğitimi olduğunu görmüştüm. Bir de mim vardı fakat çağdaş dans yoktu. Bu yıl yeniden Ermenistan’a gitmeye karar verdiğimde orayı bilen arkadaşlara sordum. Bana isim olarak Mihr Tiyatrosundan Tsolak Mike Galstyan’ı önerdiler. 2003 yılında kurulmuş olan tiyatro, lirik dans tiyatrosu diyebileceğimiz bir janrda işler üretiyor. Yapısı gereği anlatıma dayalı işler yapan tiyatro çağdaş dansı anlatım dili olarak kullanıyor. Tiyatro’nun kurucusu Tsolak yurt dışında eğitim görmüş olduğu için kontakt doğaçlama ve çağdaş dansı biliyor ve kendi grubuna öğretiyor. Vereceğim Kontakt Doğaçlama atölyesi için Tiyatro Akademisi’nin bir salonunu ayarlamıştı. Yerler yumuşaktı ve dans etmeye uygun bir zemini vardı. Tanıtım çok iyi yapılmıştı. İlk gün derse yirmi altı kişi geldi. İkinci, üçüncü ve dördüncü gün otuz, otuz beş, kırk kişi olduk. Dersi yaptığımız salon bu kadar kalabalığı kaldıracak büyüklükte değildi fakat ilgi büyük olunca bizi hiç bir şey etkilemedi, gruplara ayrılarak çalışmaya devam ettik. Büyük bir merakla karşılaştım. Öğrenciler öğrenmeye hazır ve istekliydiler. Bir şeyin nasıl öğrenileceği hakkında doğru bilgiye sahiptiler. Öğretmene de çok değer veriyorlardı fakat bunlardan en önemlisi verdiğim dersin kendi bildikleri disiplinle ilgisi olmayışıydı. Serbest bırakma fakat güçlü ve farkında olma tekniğini kullandığım kontakt doğaçlamada onların en hoşuna giden taraf tekniği öğrenerek dansın içinde oynama olanağı bulmalarıydı. Bu temeli almış olmaları onları istedikleri her yerde kontakt doğaçlama atölyelerine kolaylıkla katılma olanağı verecek. Dünyanın her yerinde Kontakt Doğaçlama Atölyeleri ve Kontakt Jam’ler yaygın. Olanakları ölçüsünde seyahat edebilir, kendilerini geliştirebilirler.
Dersin sonunda yorum yaparlarken katılımcılardan Nıvart “Bu atölyede dansçı olmadan dans edilebildiğini ve alkol almadan uçulabildiğini anladım” dedi. Bu benim için çok sevindirici bir geri bildirimdi.
Bu atölyenin yanı sıra iki sene önce Odtü Çağdaş Dans Günleri’nde yine kontakt doğaçlama dersime katılan Hasmik Ganjian ile görüştüm. Hasmik uluslarası çalışan Ermenistan’lı bir dansçı. Stüdyolarını yeni açmışlar. Ben de orada da bir ders verebileceğimi söyleyince çok sevindi. Bu ders stüdyolarındaki ikinci ders oldu.
Yerevan, Ermenistan içime huzur verdi. Zamanlamam müthişti. Ermenistan’ın Kadife Devrimi’nden sonra oradaydım. Ümit dolu bir hava vardı ülkede. Akşam ders verdiğim yeni açılmış stüdyodaki derslere gelen kadının milletvekili olduğunu söylediler. Saçını kazıtmış bir kadındı. Başka bir sanat mekanında tesadüfen rastladığım, oraya prova almaya gelmiş olan adam müzisyen, aynı zamanda milletvekiliydi. Gerçek anlamda halktan birilerinin sanatçıların milletvekili olabilmelerine çok sevindim. Sanatçılar sanatçıların ihtiyaçlarını en iyi anlatabilecek kişilerdir. Bence bu meclis işler, bu milletvekilleri çalışır.
Ermenistan’la sınırlar kapalıyken dahi kurulan ilişkilerin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Sınırları aşıyoruz, birbirimizden öğreneceğimiz çok şeyimiz var!
Yazar: Talin Büyükkürkciyan Demirci